Altın doğada çok yaygındır; ama yüzde oranlarının çok düşük olması nedeniyle, verimli işletmeciliğe elverişli bölgelere çok az rastlanır. Deniz suyunda altın oranı bir ton su başına, yörelere göre 1-10 mg arasında değişir. Altın yatakları ikiye ayrılır: Birincil yataklar, ikincil yataklar. Birincil yataklar genelde kuvars bakımından zengin kayalardan oluşur; söz konusu kayalar, gümüş ve altın tellürürlerin (silvanit, kadaverit, krennerit, petzit, vb.) yanı sıra, çeşitli sülfürler (pirit, blend, stibit, galen, vb.) de içerir. İkincil yataklar birincil yatakların aşınmasından kaynaklanan alüvyon kökenli çökellerdir ve boyları milimetrenin 1/100 ünü geçmeyen altın tanecikleri, yoğunlukları nedeniyle toplaşarak, 25-30 kg lık kütleler oluşturabilir. Altın külçelerinin üretim süreci de ham altının topraktan çıkarılmasıyla başlar. Altın genellikle doğal olarak kayalarda ve çökeltilerde parçacıklar halinde bulunur. Çıkarıldıktan sonra ham altının çevresindeki materyallerden ayrılması için bir dizi işlem uygulanır. Bu süreç, altının ince bir toz haline getirilerek öğütülmesini ve ardından siyanürleme veya yüzdürme gibi kimyasal işlemlerle altının ayrıştırılmasını içerir.
Altın, diğer bileşenlerden ayrıştırıldıktan sonra yüksek saflıkta altın içeren bir konsantre elde edilir. Bir sonraki aşama, bu konsantreyi daha saf hale getirmektir. Bunun için, altın konsantresi yüksek sıcaklıklarda bir fırında eritme işlemine tabi tutulur. Isının artmasıyla birlikte, konsantrede bulunan yabancı maddeler ayrışarak geriye saf halde erimiş altın kalır.
Rafine edilen erimiş altın, külçeler haline getirilmeye hazır hale gelir. Belirlenen ağırlık ve boyutlara uygun olarak, genellikle grafit veya çelikten yapılan özel kalıplara dökülür. Bu kalıplar, her külçenin yüksek saflık ve kalite standartlarını karşılamasını sağlamak amacıyla özenle tasarlanmıştır.
Gerekli saflık ve kalite standartlarını karşılayıp karşılamadıklarının belirlenmesi için kapsamlı bir denetim sürecinden geçer. Her külçe ağırlığı, boyutu ve saflığı test edilerek pazar standartlarına uygun olması ayarlanır. Erimiş altın kalıplara döküldükten sonra soğuması ve katılaşması beklenir, böylece lüks ve zenginlik ile özdeşleşen altın külçeleri oluşur. Katılaşan külçeler kalıplardan çıkarıldıktan sonra uygunluğu doğrulanır.
Altın külçelerinin üretim sürecindeki son aşama, her bir külçeye özel işaretlerin ve seri numarasının damgalanmasıdır. Bu işlem, külçenin saflığını ve orijinalliğini doğrulamanın yanı sıra, piyasada izlenebilirliğini sağlamak amacıyla gerçekleştirilir. Damgalarda genellikle külçenin ağırlığı, saflık derecesi, üretici rafinerinin veya darphanenin mührü ve benzersiz bir seri numarası bulunur.